19 Nis 2012

4 Dost! Yanaklarımda yaş oldun süzüldün, hatıralarda tebessüm oldun güldürdün!

Zihnimin bir köşesinde sıkışmış anlar var...Cıvıltılı bir cadde.Etraf dikkatimi dağıtmayacak kadar dar.Sıra sıra dizilmiş sevimli ahşap masalar.Daldığım sadece karşımda oturan dostun gözlerinde ki yıldızlar.
Birden sıcacık bir gülüşe odaklanıyor bakışlarım. Yıllar öncesinden hiçbir farkı yok, eskisi gibi bir çift ela göz yine oradalar.
Ah yıllar... yıllar... yıllar...
Ellerime bak, neleri kalemime yazdırdılar?Hangi sevinçleri içime sindiremedim, hangi yağmurlara uzandılar...Bak ellerime hangi hüznü saklamak için yüzüme kapandılar. Minicik bir bebeğin saflığıyla hangi güzellikleri ömrüme çağırdılar. Gülümseyişlerimi, hatta parlak kahkahalarımı nerelere taşıdılar?
Ah yıllar, yıllar...Ellerimi zamana buladılar, tutamadan uçup giden günleri bırakıp boynuma doladılar.
Ellerim! Ellerime bak! Getirdikleri yutkunamadığım bir düğümle boğazımda kaldılar...
Masanın bu yanına koyma aslında sen yüreğini. Bırak gözlerini izleyeyim ben, hala çocukluğumla bana bakan. Orda fincanın kenarında ilk kahvemizi seyredeyim mesela.Tanıdık sesleri dinleyeyim her harfinle akan.Birbirini kovalayan hasretlikler mutlu etsin yüreğimi, bileyim ki gülerek bekler kelimeler, aktıkça damarlarımda kan...
peki bu gözyaşı mı yanaklarıma akan? Yaşlarım, yanaklarım, ayrılıklarım...
İyi de sen bunca yıl  nerde sakladın sende ki bu haylazlıklarımı? kafa kafaya verdiğimizde çıkan aymazlıklarımı?

yıllar sonra bana neler getirdin, bir bilsen...

5 Nis 2012

5 hediyelendik, gülümsedik...




Bu hafta başında kapımızı çalan kargocu abimiz bizi oldukça neşelendirdi. degmesinyagliboya blogunun şeker sahibesinin yaptığı hediyeleşme etkinliğine katılmış ve sayesinde  yeni dostum  gül ile tanışmıştım.
Tabi ki paketi heyecanla aldım ama benden önce merak eden oğlumdu.
Birçok hediye göndermişti bana arkadaşım.


Ama hediyelerden çok üzerine eklediği güzel dilekleri ve hayır duaları beni mest etti.
Hediyelerimizin içine çocukluğumuzu hatırlatan bir obje ekleyecektik. Gül bana kolalı jelibonlar göndermiş ki paketi oğlum elimden bir hızla kaptı. Demek ki hala favori bu jelibonlar.
Mutfağıma bereket getirsin diye hemen rafıma yerleştirdim güzel şişesini.Ve turuncu çiçekli kahvaltı takımımla oldukça bütünleşti:)
Sünger Bob lu defterine oğluma hatıra kalsın diye küçük notlar almaya başladım.
Fincanlar çayı çok seven biri olarak beni çok mutlu etti.
Ve en güzeli oğlumun ayağında ki bu maviş patili çoraplar. sanırım oda çok sevdi:)

Canım arkadaşım; teşekkür ederim sana, ve en çokta güzel yüreğini açtığın için bana...

8 Oğlumun yatak işkencesi

Sabahları müthiş bir sırt ağrısiyla uyanıyorum.haliyle dinlenmemiş ve bir hayli sinirli oluyorum.Canim parmağımı bile oynatmak istemiyor.Buda tembelliğimin bahanesi oluyor:)
Sırt ağrılarımin sebebi ne yatağım, ne yastığım nede bir saglık problemi.Tamamen oğlumdan kaynaklanıyor.Çünkü oğlum yatakta yatmıyor.Kendi yatağında yatmasını istemem benim icin oldukça lüks bir istek,benim istediğim bizim yanımızda dahi olsa yatakta yatmasi ama kendisi nedenini bir türlü çözemediğim ve değiştirmediğim bir sekilde yastıkta uyuyor. Gece boyunca ben tepemizden alıp yatağına koyuyorum, yatmasiyla uyanması bir oluyor ve bizim yatagimizi gostererek sesleniyor bana "anneee oodaaa, oodaaa".Orda yatacakmış beyefendi yanımızda.
Hadi alıp koyuyorum yanıma, bir süre sonra gözümde ayak topuğunun darbesiyle uyanıyorum. Alıyorum yatırıyorum basımı yastıktan atmak için yaptığı hamleyle uyanıyorum.Gece boyunca sürüyor bu inatlaşma ve ben nerede yattığımı bile anlamıyorum.
Bu benim yaptıklarımın aynısını babası da yapıyor. Ve her seferinde yatağı bırakıp yine yastıklara uzanıyor küçük bey. Orada naıl rahat ediyor ve ben bunu nasıl çözeceğim bilmiyorum.Buda bu sabahki manzaramız...