9 Eki 2011

1 Eki 2011

0 paylaşsam azalır mı kelimeler...

Okuyorum, okuyorum, okuyorum.O kadar çok okuyorum ki  bir sonraki postları bekleyemiyorum. Ne yaşıyorlar, neredeler, mutlu bir yazı mı dökülmüş kalemden, yoksa dökülen gözyaşı mı gözden? Öyle çok merak ediyor, öyle içten okuyorum ki blog sahiplerinin kelimelerine dokunuyorum. Kimse bilmiyor nasıl ve neden bu kadar çok okuduğumu, kimse farkında değil üzerlerinde gezinen gözlerimin ama ben yinede her daim o cümleleri kolluyorum. Okuyorum belki de bu yüzden yazmaya gerek duymuyorum...
Annemden kaçırdığım günlüklerim gibi, yazdıklarım hep bana kalsın istiyorum. yazdıklarım... yalnızlıklarım...

                                                      -o0oelifo0o-

15 Ağu 2011

4 sus

Sus!
Bir çift kelimenin gizemini büyütme içimde
Nasılda silinip atılır birden geceler
Ve sessizce giderken ben,sen haykırır biçimde
Kendine iyi bak deme! Sensiz iyi kalır mı hiç heceler?
              
                            -o0oelifo0o-

14 Ağu 2011

0 Ceplerimde Sevda ile Geliyorum...

Ceplerimde Sevda ile Geliyorum...
   Şiirler biriktirmek istiyorum, ceplerimde. Bana özel olan, hislendiğim, uzun mısraları ezberimde tutmak istiyorum. Bulaşıkları, makineye simetrilerken (benim yaptığım; dizmek dışında bir şey çünkü!) heyecanla dilimden dökülsün istiyorum kelimeler.
   Tıpkı, sesime çok yakıştırdığım, tize çıkarken notalardan kaymadığım şarkıları söylemek gibi. Tıpkı ‘ eğil salkım söğüt eğil bu benim ki sevda değil ’ derken içimdeki sessizliği haykırdığım, mutfak camından bakmak gibi. Tıpkı, hayallerin küçük kız çocuklarına yakışanlarını kurmak gibi. Tıpkı yılların bana büyümek değil artık yaşlanmak katmasına ağlamak gibi. Ve tıpkı ağlamak gibi...
   Uzun zaman oldu, diye başlayan yazılara sarıldığım çok oldu... Artık istemiyorum bu hasretlikle yazmalara oturmayı. Harflerle, ardı sıra koşmak var aklımda. Kelimeleri, kucaklayıp kucaklayıp yanımdaki koltuğa kondurmak. Bir tespihin, birbirinden ayrılmaz taneleri gibi yan yana dizdiğim cümlelere, gülümseyerek bakmak. Hepsine oğlumun yanağına kondurduğum şefkatle dokunmak. Harflere, kelimelere, cümlelere dokunmak…
   İçeride uyuyan oğlum, telefonum, bir fincan kahvem ve kitabım; henüz okumaya yeni başladığım. Acılarımı, hayal kırıklıklarımı, özlemlerimi, evime sığmayan neyim varsa kaçırıp sakladığım mutfağım. Herseyden kaçtığım durağım. Buhranlarım, korkularım, umutlarım. En çokta kendi dünyama yaptığım geri dönüşsüz ve sonlanmayan yolculuklarım...
BEN! Ceplerimde sevdayla geliyorum….

-o0oelifo0o-