16 Eki 2012

13 postacı kapıyı ödül için çaldı:)

O bir anne bloğunun sahibesi beni ödüllendirerek mutlu etti. Şimdi pas atma sırası bende galiba. Ödülün amacı takipçi sayısını artırmak. O halde bu ödül benden de okumaktan zevk aldığım bloglara gitsin ZeyneBelle  dili geçmiş zamanlarım  Kızımı Beklerken Mehtap'ın rengi Tokideki ses

4 Yeni Başlangıçlar, Geride Kalanlar

Bir hayli zamandır yokum... Evimden uzakta başka işler peşinde koşmakta, epeyce bunalmaktaydım. Nihayete erdi mi derseniz, yeni uzaklıkların, yeni bir hengâmenin, yorucu geçeceğe benzeyen yeni bir sürecin başlangıcı oldu derim sadece...
Aniden küçük bir çanta yapıp, göbek bağımızın kopmasıyla daha bir bağlandığım varlığımı aldım yanıma.Evimden iki saatlik mesafede bir şehre yolculuk yaptım. Evde beni bekleyen bir sürü şeyi arkamda bıraktım. Düzenimi, rahatımı, huzurumu, eşimi yani yuvamı.


 Bir zamandır çiçek açmayı unutan menekşelerim mutfakta kaldı.Mutfağım da öksüz...

Masada gönderilmeyi bekleyen hediyelerim kaldı hemde cok geç kaldı!


Binbir hevesle aldığım ayakkabılarım dolapta kaldı, yolculukta rahat olmaz endişesiyle..

Annem sevinsin diye örmeye çalıştığım lifim yarım kaldı, simdi zamanı mı hiç diye?

Annem demişken, ısrarla bloğuma koymamı beklediği halde ertelediğim( pek niyetsizim bu konuda cünkü) elişleri kaldı...


Gece beni bekleyen başucu kitaplarım boş yastığıma baktı kaldı...

Ben döndüm evime çok şükür. Peki neden gitmiştim? Eee artık oda başka posta kaldı :))

4 Eki 2012

6 GÜZ...

Güz, yine hüznünü gözümden süz
Ayrılıkları savurdun içime içime
Görünmeden sinsice sızdın sevince
Güz, yine bıraktın tebessümsüz...


doyumsuz... dinle pişman olmayacaksın...

3 Eki 2012

0 Gül, yansam sana uğruna bülbül olsam



Gül, 

Yaprağında bir damla su olsam
Kansam sana doya doya koklasam

Süzülsem renk renk teninde 

Toprağında seninle can bulsam





Gül,

Kokusunu getirsen bana sevgilinin
İnsan olmanın lütfuna varsam 
Bin bir nimetin farkına varıp
Yaradana şükürde solsam







Gül,

Gurbette serin bir rüzgar gibi özlemin
Vuslatı diliyor, bekliyor yüreğim 
Nasip olur mu diye umar beklerim
Ayak değdiğin yerlerin tozuna batsam






Gül,

Elif gibi dimdik olmaya çalışırken körüm 
Seni anmayan dilimle lal olsam
Görmemiş gözlerim bihaber ömrüm
Sana dönse beden günahsız bir vav olsam...

2 Eki 2012

2 :) Ne yesek de gülsek?

       Çikolatanın ruh halimizi etkileyen yiyeceklerden olduğunu hepimiz biliriz buda bizim zaman zaman çikolataya sarılmamızın bahanesi,maskesidir.
 Peki bizi karamsarlıktan, stresten uzaklaştırıp mutluluk hormonlarımızı harekete geçirecek başka yiyecekler nelerdir? Araştırmalarla bilimsel olarak kanıtlanmış bu besinlerden birkaçına göz atalım ne dersiniz?


Yaz kış sofralarımızdan yemeklerimizden eksik etmediğimiz domates. Ben okuduğumda cok şaşırmıştım domatesin ruh halimize iyi geldiğini. Folik asit, magnezyum ve B6 deposu olan domates depresyon ile ortaya çıkan etkilerin önlenmesine yardımcı oluyor.

Kırmızı acı biber hepimizin tüketebildiği bir sebze değildir aslında ama azıcık da olsa onuda tadıp sakinleştirici etkisinden faydalanmak lazım diye düşünüyorum. İsmi bile damak tadıma uzaktır benim ama acı biber endorfin seviyenizi yükseltip, sizin yüzünüzü gülümsetiyor bilginiz olsun.

Sarımsağın faydalarını bilmeyenimiz yoktur. En iyi bildiğimiz tansiyona iyi geldiğidir örneğin. Sarımsağın kan akışını hızlandırdığını biliyoruz, kan akışınız hızlandığında vücudumuza enerji dolacağını da. Enerjimiz artınca da dolayısıyla kendimizi mutlu hissederiz. Evet kokusu rahatsız edici ama yemeklerinize bile birer diş doğradığınız da hem bu nimetten faydalanmış, hem pişince kokusunu önlemiş hemde yemeklerinize farklı bir aroma katmış olacaksınız. Denemekte fayda var.

Badem, ceviz, fındık, fıstık gibi kuru yemişlerin içerisindeki binlerce çeşit mineral ile vücudumuza sağladığı faydalar tartışılmaz bir gerçek. Beyin,sinir sistemi dostu olan kuru yemişlerin mutlu olmaya da yaradığı aşikar. Yine de dikkatle tüketmek gerek, sınırları aşmamalı zira aynı zamanda birer yağ deposudur kendileri:) 

Ve meyveler; 
Yazın vazgeçilmez meyvesi çilek ilk aklımıza gelendir mutluluk denince. Tüm salgı bezlerimizi calıştırarak vücudumuza dinamizm kazandıran  çilek, mutluluk vermesinin yani sıra kansere, böbrek taşına karşı da koruyucu görev üstlenir.

Muz stresli günlerinizin ilacı olarak etkili bir mutluluk sağlayıcıdır. Eksikliği depresyona sebep olan B6 vitaminini vücudumuza muzla kazandırabiliriz.

Üzüm, eskiden bu yana kan yapıcı olarak kullanılır çünkü Demir deposudur. Direk kana karışan şekeri sayesinde mutluluk kapılarını açar size. Bizde yeni doğum yapan lohusa kadına bol bol yedirilir, mevsimi değilse kurusu kaynatılır. Süt yapar, kan yapar ve doğum sonrası oluşan o psikolojinin, depresyonun dağılmasına iyi gelir.

Bunların yanında depresyon tedavisinde kullanılan balık yağını duydunuz mu? Dolayısıyla balık yemek de içinde ki omega3 sayesinde  bize mutluluk sağlar.

Eminim bunlara ekleyebileceğimiz binlerce yiyecek vardır yüzümüze gülücükler konduracak. Nihayetinde her çeşit besin, nimet bizim için yaratılmamış mıdır? 

Şükürler olsun Rabb'imize ve üzerimizden bereketini eksik etmesin inşallah.

Secde süresi, ayet 27 
Bismillahirrahmanirrahim 
"Ya hiç görmediler mi ki, biz kır yere suyu salıveriyoruz da onunla bir ekin çıkarıyoruz. Ondan hayvanları da yiyor, kendileri de. Hâlâ gözlerini açmayacaklar mı?"

1 Eki 2012

2 ! kitap uyarısı !


Kitap postları genelde tavsiye niteliğindedir ya hani, bu post onlardan çok farklı. Çünkü uyarı içeriyor.


Ayşe Kulin ile tanışmam bu kitapla oldu benim. İlk kez okudum kalemini. Ne yalan söyleyeyim raflarda gördükçe bir eksiklik hissediyordum kendimde, bu kadar tanınan bir yazarın hiçbir kitabına dokunmamış olduğum için. Bu kitapla tüm pişmanlıklarım yok oldu. Hiçbir şey kaybetmemişim meğer. Aslında yazacak çok şey var ama ben sadece kitaba yer verip, bitireceğim.


Bu kitap nasıl oldu da elimin altına geldi bilmiyorum. Alel acele birkaç kitap alacaktım çünkü yola çıkıyordum. Arkasını bile okumadım. Kör tarafıma gelmiş olsa gerek :)

Bir köyde hayata başlayan İlhami, babasının eğitim alması için okul yerine dergaha göndermesiyle başka bir hayata adım atıyor. Dergahta bir erkek tarafından tecavüze uğruyor, konuşmak istediğinde susturuluyor, defalarca bunu yaşıyor ve bu hikaye onun eş cinsel olmasına ve başka bir hayatı karıştırıp kendisininde ölümüyle son buluyor. Kötü bir konu, saçma sapan düzen eleştirileri, yerli yersiz karalamalar...

Dediğim gibi yazmak istediğim çok şey var ama düğümlendi kalemimde hepsi. Sadece okumayın, gerek yok,zaman kaybı sadece diyerek gidiyorum...