2009 Kasım ile başlayan bir süreç. Aman Allah'ım ömrümün beklediğim en uzun dönemi. Ne okulu bitirmeyi böyle bekledim, ne askerdeyken nişanlımı, ne de Ağustos ayında iftarı...
Yatağa yapışık geçen günlerim, odamdan bile tiksindirdi beni. Çubuk kıraker ve beyaz leblebi ile akşam etmeler, pencereden bile bakamadan geçen günler...üstüne zehir gibi bir kış, birde yalnızlığım ki sormayın ne acı! çektiğim öyle yalnızlık ki hala gözüm yaşarır, dillendirmeye cesaret edemem...
O bunalım hormonlarının vücudumda kova kova aktığı dönem,çetin bir kış vardı yine bu memlekette.Depresyona koşa koşa gittim bende haliyle. Birde derdiyle ancak kendi başını yiyen ben, gücendiğini,kızdığını,ne hissettiğini muhattabına çıtlatamıyor bile. Kendi kendine ağlayıp duruyor, yastığına gömülüp.
Mutfağa girmeyi bırak, m' sini bile duymaya tahammülü yok kulaklarımın.Birgün kendimi iyi hissedip, hünkar beğendi yapmaya kalktım mesela akşama, hala o patlıcan közlemesinin kokusu burnumdan gitmiyor. Bak yine ne pis pis koktu o!
Aşermeler, mide bulantıları, ruh bozuklukları, birde migren geliyor arada ki , ilaçta yok hadi sar alnına patatesleri ağla zırla yat yine! Bu patates olayıyla nasıl dalga geçerdim nasıl.Allah derman aratmasın, herşeyi deniyor insan...
Öyle böyle derken geçti gitti 9 ay ve benim saçlarıma ilk o zaman düştü aklar...şimdi nereden çıktı peki tüm bunlar?
Oğlum uyusun diye yanına uzandım, dışarıda yine kar, buz, soğuk. Pencereden kafamı uzattım, o günlerin kokusu geldi burnuma.
Hala kar gördüğümde midem bulanıyor desem ne dersiniz? Rabbim beni kışı az, karı yok bir yerde rızıklandırsın inşallah! Ve tüm hamilelere sabır versin, Yavrularını sağlıkla kucaklarına almayı nasip etsin!